Haftasonu babamlaydık. Tüyap’ta devam eden Unicera 22. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı için Amasya’dan geldi. İyi de oldu, bahane ile Elif ve ben de fuarı gezmeye gittik. Elif’in pek gönlü yoktu aslında , özellikle de e-davetiye formunda kendisini inşaat işçisi , babam ve beni de şirket sahibi olarak kaydettiğimi söyleyince hepten vazgeçer gibi oldu 🙂 Sonradan dayanamadı ve cumartesi sabahı Tüyap’ın yolunu tuttuk. Ben biraz hazırlıklı davranıp yanıma sırt çantası almıştım, zira babamın her yıl yaptığı gibi tonla katalog toplayacağı aşikardı 🙂 Fuar alanın gezmeye başlar başlamaz gelmekle hata ettiğimi farkettim. Çünkü karşımıza ilk çıkan ürünlerden biri aşağıdaki fotoğrafta da gördüğünüz spa havuzu oldu.Sadece bu havuz da değil tüm gezi boyunca her gördüğümüze aşık olduk. Babama bu da güzel şu da güzel diye sızlanıp durduk, insan böyle tasarımları görüp kendi evine dönünce tatlı bir rüyadan uyanıp acı gerçeklerle karşılaşmış gibi oluyor. Şaka bir yana fuar gezmek insanın ufkunu genişleten çok yararlı bir etkinlik. Oradaki banyolarla platonik bir aşka yelken açsak da bir taraftan da yepyeni fikirler biriktirdim , bir gün neden olmasın 🙂 Ailemizden daha doğrusu muhtemelen babamdan gelen Kayseri kökenli genlerimizle Elif’in de planlar yaptığına eminim. Bazen ciddi ciddi şüphelensem de Kayseri ile uzaktan yakından bir bağımız yok bu arada 🙂 İşte fuar alanından bazı kareler;

Bu topuklu ayakkabı şeklindeki küveti sevmedim, zaten sadece gösteriş amaçlı bir ürün olduğunu sanıyorum…

Hitit Seramik’in düzenlediği alandayız. Gerçekten çok güzel ürünleri var fakat fotoğraf çekmek yasakmış. Elif bir iki kare çektikten sonra uyarı aldığı için gerisini çekemedik. Neden yasak olduğunu da anlamadım doğrusu. Bedava reklamlarını yapıyoruz ama istemiyorlar. Kaldı ki ürününü saklayacaksan nasıl satmayı düşünüyorsun ki? Neyse ben yine de söyleyeyim, Hitit Seramik kendini aşmış. Eskiden de ürünlerini aşağı yukarı bilirdim fakat fuarda gerçekten çok şaşırdım. Bir dönem banyo tasarımı yapan bir yerde çalışmıştım. Banyo dolapları teknik çizimlerini imalathaneye gönderip takiplerini yapıyordum. Bu arada yüzlerce, belki binlerce çeşit italyan ve İspanyol seramiği ile karşılaştım. Hepsi son derece güzel ve pahalı ürünlerdi. Bizde yani Türkiye’de İtalyanlarla boy ölçüşecek tasarım kültürü olmadığı için bizim seramikler ve banyo mobilyaları ithallerin bir çeşit taklidi gibi gelirdi. Gerçi banyo mobilyalarının tamamen taklit olduğunu söylemeliyim. Her neyse bu defa fuarda bizimkilerin de oldukça yol katettiğini farkettim. Ne yalan söyleyeyim gururlandım.

Fotoğrafta da yazdığı gibi 240 cm çaplı dünyanın en yüksek basınca dayanan borusunun içindeyim. Babam uzaklaştığı için acele ettik ve sormaya fırsatım olmadı. Bu kadar boru ile ne yapılır, nerede kullanılır bilgi edinemedim. En iyisi bunu internetten araştırmak çünkü gerçekten kafama takıldı.

Bu kadar saat gezip dolaştıktan sonra biraz dinlenip tıkınmak bizim de hakkımız tabi :))