Staj Maceramın Devamı…
Kaç zaman önce aldığım fakat yemediğim müsliyi değerlendirmek üzere yeni bir kurabiye tarifi buldum ve az önce onu fırına sürdüm. Şimdi pişmesini beklerken yarım kalan staj macerama devam edeyim diye düşündüm. Bu defa çenem düşmeyecek ve kısa keseceğim söz 🙂
Nerede kalmıştık fosil dede beni başından savmıştı değil mi? İşte ben o yaz sıcağında topuklu ayakkabılarımla sabahtan ikindiye dek, onca yol tepip çabaladıktan sonra ellerim boş bir şekilde Gayrettepe’de kalakaldım. Eğer hemen bir çözüm bulmazsam o yaz staj yapamayacaktım. İçimde en ufak bir ümit olmamasına rağmen “ne kayberim ki?” deyip bir taksiye atladım ve Makyol AŞ Etiler’e gittim. Ne randevum ne de görüşeceğim bir isim vardı. Fakat nasıl olduysa beni içeri kabul ettiler. Hatta Proje Müdürü İsa Gözek Bey ile görüşebilmem için beni kendi araçları ile Hisarüstü şantiyesine dahi gönderdiler. İsa Bey şansıma son derece halden anlayan, tatlı bir insan çıktı. “İstediğin zaman gel başla” dedi. Açıkçası Makyol gibi bir yerde çalışmak sabah evden çıkarken aklımın ucundan geçmezdi. Fakat bazı inşaat şirketlerinin aksine Makyol yetkilileri kapıdaki güvenlikçisinden sekreterine, mühendisinden proje müdürüne kadar inanılmaz dostça yaklaştı. Hatta İsa Bey dönüşte İtü’lü dayanışmasına örnek olarak beni şantiye şoförü ile 4. Levent’e bıraktırdı. Kendisine her şey için buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum. Staj yeri arayan arkadaşlara ise tavsiyem şu; başvuru formu verip cevap beklemeyin. Gidip şahsen görüşün ve isteğinizi bildirin. İşte staja başlama hikayesi böyleydi. Bugün stajda 4. günümdeydim. Bir sonraki yazımda staj yerimden bahsederim artık. Kurabiyelerim pişmiş 🙂
Düşünceni paylaş!